ARTICLES

INDEFINITE ARTICLE: a/an Belirtisiz Article

 a) Belirtisiz article a/an, sadece sayılabilir tekil isimlerle kullanılır. Çoğul ya da sayılamaz isimlerle bu article'ı kullanamayız.

 

Sessiz harfle başlayan isimler "a", sesli harfle başlayanlar ise "an" alır: a teacher, a table, a suggestion, an application form, an engineer, an eraser, etc.

"h" harfi bazı sözcüklerde "a" biçiminde okunur, "u" harfi ise bazı sözcüklerde "yu" biçiminde telaffuz edilir. Bu durumda harfin yazılışı değil, okunuşu temel alınır.

 

an honest man

a university student

an hour

a European country

an honorable person

a universal fact

 

b) A/an genellikle bir nesnenin ne olduğunu ifade ederken ya da kişilerin mesleğini söylerken kullanılır.

 

 

I am a teacher.

Ben öğretmenim

His father is an accountant at a big firm.

Babası büyük bir firmada muhasebeci.

A sparrow is a bird.

Serçe bir kuştur.

It's an awful day today .

Bugün korkunç bir gün.

Nigeria is a country in Africa.

Nijerya Afrika'da bir ülke.

Would you like an orange?

Bir portakal ister misiniz?

 

  1. Sayılabilir tekil isimleri bu şekilde belirtisiz nesne biçiminde kullanırken, tek başlarına kullanamayız. Mutlaka a/an ile kullanmamız gerekir. Sayılabilir çoğul isimler ve sayılamaz isimler ise genel anlamda kullanıldıklarında, tek başlanna kullanılırlar.

My sister and I are teachers

Kızkardeşim ve ben öğretmeniz.

His parents are accountants at a big firm.

Ailesi büyük bir firmada muhasebecidir.

Nigeria and Zambia are countries in Africa.

Nijerya ve Zambiya Afrika'da iki ülkedir.

I like oranges.

Portakalları severim.

She is very fond of animals.

O hayvanlara çok düşkündür.

People of all ages should drink milk.

Tüm yaşlardan insanlar süt içmelidir.

Money can't be a solution to every problem.

Para her problemin için bir çözüm olamaz.

Paper has become rather expensive after the recent rises in prices.

Kağıt son fiyat artışlarından sonra oldukça pahalı hale geldi.

Most women like to wear jewellery.

Çoğu kadın takı takmayı sever.

  1. Sayılabilir çoğul bir ismi ya da sayılamaz bir ismi genelin içinde bir grup, bir miktar ifade edecek şekilde kullanırken, her ikisi için de some kullanabiliriz. Some + plural noun, çoğul bir fiil, some + uncountable noun tekil bir fiil gerektirir.

 

Some people like money excessively.

Bazı insanlar parayı aşırı derecede severler.

I need to buy some clothes

Biraz kıyafet almalıyım.

There are some apples in the fridge. Can you bring them?

Buz dolabında biraz elma var. Onları getirebilir misin?

There is some milk in the fridge

Buzdolabında biraz süt var

I need to borrow some money to buy that car.

Bu aracı almak için biraz para ödünç almam gerekiyor.

You should have some experience for this job.

Bu iş için biraz deneyimin olması lazım.

 

DEFINITE ARTICLE "the"

 

a) Belli bir nesneden söz ediyorsak the kullanılır. The sayılabilir tekil ya da çoğul ve sayılamaz isimlerin hepsiyle kullanılır.

 

Yesterday, I bought a blouse and a skirt.

 

The blouse was reasonably cheap, but the skirt was rather expensive

Dün bir bluz ve etek satın aldım.

 

Bluz oldukça ucuzdu ama etek oldukça pahalıydı.

 

Yukarıdaki örnekte, blouse ve skirt isimlerinden ilk kez söz ederken a kullandık. Ancak, aynı nesnelerden ikinci kez söz ederken the kullandık. Çünkü artık hangi etek ve bluzdan söz ettiğimiz bellidir.

A newly married couple moved into the flat next to ours last week.

The man looks over fifty, but the woman can't be more than twenty-five.

Yeni evli bir çift geçtiğimiz hafta yan dairemize taşındı.

Adam 50 yaşın üzerinde görünüyor ama kadın 25 yaşın üzerinde olamaz.

She served us meat and rice at the dinner last night.

The rice was really delicious, but the meat wasn't very well-cooked.

Dün gece akşam yemeğinde bize et ve pilav ikram etti.

Pilav gerçekten lezzetliydi ama et iyi pişirilmemişti.

 

b) Kullandığımız ifadede dinleyici için net olmayan, bilinmeyen bir nesne ya da kişiden söz ediyorsak a/an kullanılır. Ancak hangi nesne ya da kişiden söz ettiğimiz ifademizde belli oluyorsa the kullanılır.

 

She was reading a book when I went to see her. She was reading the book I'd given her when I went to see her

Onu görmeye gittiğimde bir kitap okuyordu.

Onu görmeye gittiğimde ona verdiğim kıtabı okuyordu.

Are you still looking for a job?

Do you think you'll get the job you applied for last week?

Hala bir iş arıyor musun?

Gecen hafta başvurduğun işi alabileceğini mi düşünüyorsun?

Can you give me an apple out of the bowl? [herhangi bir elma)

Can you give me the apple just at the top? (en üstteki elma, belli bir elma)

Bana kaseden bir elma verebilir misin?

 

En üstteki elmayı bana verebilir misini?

 

    1. Konuşmanın geçtiği ortamdaki nesnelerden söz ederken the kullanılır

 

Don't forget to turn off the light before you go to bed. (the light in this room)

Yatmadan önce ışığı söndürmeyi unutma.

Can you close the door please ? (the door to this room )

Kapıyı kapatabilir misin lütfen?

Can you give me a lift to the airport? (the airport of this town)

Beni havaalanına bırakabilir misin?

The ceiling leaks on rainy days, (the ceiling of this house)

Tavan yağmurlu günlende sızdırır.

 

    1. Dünyada ya da belli bir ortamda tek olan şeyler için the kullanılır.

 

What is the highest mountain in the world?

Dünyadaki en yüksek dağ nedir?

The only person she can trust is her mother.

Güvenebilceği tek kişi annesidir.

The earth is becoming hotter because of the hole in the ozone layer.

Ozon tabakasındaki delik yüzünden yeryüzünün sıcaklığı artmaktadır.

The Prime Minister is going to make a speech on TV.

Başbakan televizyonda bir konuşma yapacak.

Oslo is the capital of Norway.

Oslo Norveçin başkentidir.

 

e) Breakfast, lunch ve dinner ile normalde article kullanılmaz.

 

I usually eat lunch at 2 o'clock.

Genellikle saat 2'de öğle yemeği yerim.

What shall we eat for dinner?

Akşam yemeği için ne yiyelim?

 

Ancak bu sözcükleri bir sıfat tamlamasında kullanıyorsak a/an, specific olarak kullanıyorsak the kullanılır.

 

We had a wonderful dinner together.

Bu akşam birlikte harika bir akşam yemeği yedik.

I left home after a hasty breakfast.

Acele bir kahvaltıdan sonra evden çıktım.

The breakfast we had at that hotel was awful.

Otelde yaptığımız kahvaltı berbattı.

 

Meal ile a kullanılır. Ancak specific anlamda the kullanımı da mümkündür.

 

After the meeting, we went to a restaurant, and had a meal together

Toplantıdan sonra , bir restorana gittik ve beraber et yemeği yedik.

I haven't seen him since the meal we had with his friends.

Onu arkadaşlarıyla yediğimiz et yemeğinden beri görmedim.

 

f) Cinema, theatre ve radio ile the kullanılır.

 

Shall we go to the cinema tonight?

Bu gece sinemaya gidelim mi?

I haven't been to the theatre recently.

Son zamanlarda tiyatroya gitmedim.

I listened to the news on the radio.

Radyoda haberleri dinledim.

 

Televizyondaki programlardan söz ediyorsak, television ile the kullanılmaz. Ancak cihaz olarak televizyondan söz ediyorsak the kullanılır.

 

I can't watch television very often. I remember watching this film on television before.

Çok sık televizyon izleyemiyorum. Bu filmi daha televizyonda izlediğimi hatırlıyorum.

Will you please turn down the television? Let's turn off the television and have a chat.

Lütfen televizyonun sesini kısar mısın . Televizyonu kapatalım ve sohbet edelim.

 

g) Sea, sky, ground, country/countryside (taşra, kır anlamında) sözcükleriyle the kullanılır

 

My son dropped his ball from the balcony and it fell to the ground.

Oğlum topunu balkondan düşürdü ve Top yere düştü.

There are black clouds in the sky. I think it's going to rain.

Gökyüzünde siyah bulutlar var. Sanırım yağmur yağacak.

He bought a house in the country after his retirement, and is now living there.

Emekli oldukdan sonra kasabadan bir ev aldı ve şimdi orada yaşıyor.

I'd like to own a house by the sea.

Deniz kenarında bir eve sahip olmak isterim.

The children are swimming in the sea.

Çocuklar denizde yüzüyor.

 

Ancak, denizde yolculuk ifade ederken be at sea yapısıyla the kullanılmaz.

 

The sailors were bored because they had been at sea for months.

Denizciler aylardır denizde kaldıklarından sıkıldılar.

 

Space "uzay anlamındaysa the ile kullanılmaz. "Boş yer, boşluk' anlamındaysa the ile kullanılır.

 

People are very interested in what is going on in space.

İnsanlar uzayda ne olacağı ile ilgili çok ilgililer.

I'm not a good driver, so I can't park the car if the space isn't big enough.

İyi bir sürücü değilim. Bu yüzden yeterince büyük bir boş yer yok ise park edemiyorum

 

h) Sayılabilir tekil bir ismi the ile, bütün bir türü ifade edecek şekilde kullanabiliriz.

 

The whale is the largest mammal.

Balina en büyük memelidir.

The nightingale sings beautifully.

Bülbül güzel şarkı söyler.

The willow is my favourite tree.

Söğüt benim en sevdiğim ağaçtır.

 

Bu sözcükleri, the kullanmadan, çoğul biçimde kullandığımızda da anlam aynı olur.

 

Whales are the largest mammals.

Balinalar en büyük memelilerdir.

Nightingales sing beautifully.

Bülbüller güzel şarkı söylerler.

Willows are my favourite trees.

Söğütler benim en sevdiğim ağaçlardır.

 

Müzik aletlerinden, çeşitli icatlardan ya da aletlerden söz ederken the + singular noun kullanılır.

 

The aeroplane is the fastest means of transport.

Uçak en hızlı ulaşım aracıdır.

Thanks to the telephone, the world seems to have become smaller.

Telefon sayesinde dünya daha küçük hale geldi.

He knows how to play the guitar.

Gitarı nasıl çalınacağını bilir.

The computer is the most important invention of our age.

Bilgisayar çağımızın en büyük buluşudur.

 

Bu örneklerde gördüğünüz gibi, the aeroplane, the telephone gibi ifadeler genel olarak uçak, telefon anlamını vermektedir. Belli bir uçak, telefon, gitar, vs. den söz ederken the, herhangi bir uçak, gitar vs. den söz ederken a/an de kullanabiliriz.

 

The plane from Berlin has just landed, (a specific plane)

A plane crashed in the storm last night.

Berlinden gelen uçak az önce indi.

 

Dün geceki fırtınada bir uçak düştü.

Can you bring me the guitar? (konuşmanın geçtiği ortamda belli bir gitar)

I want to buy a guitar, (herhangi bir gitar)

Bana gitarı getirebilir misin?

 

Bir gitar satın almak istiyorum.

 

    1. Bazı sıfatlar, isim kullanmadan, the ile kullanıldığında, bir grubu ifade eden çoğul bir anlam kazanır. Bu yapı ile daima çoğul fiil kullanılır.

The old should be respected.

Yaşlılara saygı gösterilmeli.

The poor have become poorer since the recent crisis.

Yoksullar son krizden beri daha fakirleşti.

Special schools must be founded for the disabled.

Engelliler için özel okullar kurulmalıdır.

 

Bu anlamı, sıfattan sonra çoğul bir isim kullanarak da verebiliriz.

 

Old people are usually looked after by their children in our country. (The old are..)

Ülkemizde yaşlı insanlar genellikle çocuklarının çocuklarıyla ilgilenir.

Unemployed people have no social security. {The unemployed have ......)

İşsizlerin hiç bir sosyal güvencesi yoktur.

 

Bu yapıyı tekil bir anlam ifade etmek için kullanamayız. Eğer tekil bir anlamda kullanmak istiyorsak sıfatı, man, woman, child, person, etc. gibi bir isimle tamamlamamız gerekir.

 

An old woman is living in the flat next to ours,

Yaşlı bir kadın yan dairemizde yaşıyor.

The old man living upstairs is rather bad-tempered.

Üst katımızda yaşayan adam oldukça kötü huyludur.

I couldn't help feeling sorry when I saw a blind child begging.

Kör bir çocuğun yalvardığını gördüğümde yardım edemediğim için üzgünüm.

 

j) Ulus isimlerini the ile kullanarak, bütün bir ulusu ifade eden çoğul bir anlam verebiliriz

 

The Japanese are very industrious people. (Japanese people are ....)

Japonlar çok çalışkan insanlar.

The English are thought to be cold. The French are interested in art.

İngilizlerin soğuk olduğu düşünülüyor. Fransızlar sanatla ilgileniyorlar.

 

Bu sözcükler o ülkenin dilini ifade ediyorsa, the kullanılmaz ve tekil fiil alır.

 

Japanese is said to be easy to learn.

Japoncanın öğrenmesinin çok kolay olduğu söylenir.

English is becoming a world language.

İngilizce bir dünya dili haline geliyor.

French is no longer so attractive as it used to be.

Fransızca artık eskisi kadar çekici gelmiyor.

 

Turk, American, German, Russian, etc. gibi bir ülkenin insanını ifade eden sözcükler çoğul kullanıldıkları zaman sonuna -a takısı alır.

 

Turks are still thought of as barbarians by some Europeans.

Türkler hâlâ bazı Avrupalılar tarafından barbar olarak düşünülüyor.

 

k) Coğrafi yer isimleriyle "the" run kullanımı

 

Kıta isimleri the ile kullanılmaz.

 

Asia

Africa

Europe

North America

 

Tek ülke isimleri the almaz. Ancak ülke adıyla birlikte union, republic, kingdom, etc. gibi sözcükler varsa the kullanılır.

 

Turkey

France

Bulgaria

China

Russia

 

The Republic of Turkey

The United States of America

The United Kingdom

The Soviet Union

 

East, west, north gibi yön bildiren sözcüklerle bölgeleri belirtirken the kullanılır. Ancak bunların sıfat biçimleri ile (eastern, western, northern, etc.) the kullanılmaz

 

The Middle East

The Far East

The east of Turkey

The south of Italy

Orta Asya

Uzak Doğu

Türkiye'nin doğusu

İtalya'nın güneyi

 

Tek tek ada ve dağ isimleriyle the kullanılmaz. Ancak takımadalar ve sıradağlar çoğul bir isimle the alır

 

Mount Everest

Sicily

Mount Ağrı

Bermuda

 

the Andes

the Alps

the Canaries

the Canary Islands

 

Göl isimleri the almaz. Ancak okyanus, deniz, nehir ve kanal isimleri the ile kullanılır.

Lake Superior

Lake Van

 

the Nile

the Kızılırmak

the Black Sea

the Indian Ocean

the Mississippi

the Mediterranean Sea

the Pacific Ocean

the Panama Canal