YAKIN GEÇMİŞ ZAMAN: THE PRESENT PERFECT TENSE

Bu Zaman Türkçe’ye farklı biçimlerde çevrilir. Bazen –mış bulunuyor (The government has resigned( Hükümet istifa etmiş bulunuyor), bazen –di, -dı (I’ve read the book Kitabı okudum), bazen –miş, -mış (Veli has lost his keys Veli anahtarlarını kaybetmiş), kimi Zaman ise geniş Zaman gibi (The house has been empty for a long time Ev uzun Zamandır boş). Yapılması gereken, bu Zamanın kullanımını çok iyi öğrenmek, mantığını iyi kavramaktır. En önemli özelliği, hem geçmişi hem de şimdiyi içermesidir. Adındaki present sözcüğünden de anlaşılacağı gibi, bu Zaman esas itibarıyla ‘şimdi’ ile ilgilidir. Yani herhangi bir olay geçmişte bile başlamış olsa, hatta geçmişte bitmiş bile olsa şu an ile mutlaka bir ilgisi vardır. Bu Zamanı doğru kullanmak için geçmişi ve şimdiyi aynı anda düşünmemiz gerekir:Çünkü eylem geçmişde başlasa bile etkisini şuanda yaşıyoruzdur Geçmişteki bir eylemi net bir  Zaman belirtmeden anlatmak istersen bu tensi kullanmalıyız.(Onlar evlerini boyadılar) ya da yakın Zaman da olup sonuçlanmış birşey için (parmağımı kestim ). Bu tense’de yardımcı fiilimiz have/has’dır Ana fiil ise her koşulda V3 halini yada ‘’ed’’ almış halini kullanmamız gerekir.’’ed’’ eklerken geçerli kurallar bu tense içinde geçerlidir.KURALLARA GÖZ ATMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

A)    OLUMLU CÜMLE KURULUŞU : AFFIRMATIVE SENTENCES

I

Have or 've

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

You

Have or 've

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

We

Have or 've

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

They

Have or 've

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

He

Has or 's

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

She

Has or 's

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

It

Has or 's

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time


ÖRNEKLER

I've seen that film before.

Bu filmi daha önce görmüştüm

He's seen that film twice before.

O bu filmi daha önce iki kez görmüş

Ahmets have painted their house.

Ahmetler evlerini boyadılar

I have worked hard this week.

Bu hafta çok çalıştım

Bige has called me twice this month.

Bige bu ay beni iki kez aradı

I've washed my hands already.

Ellerimi zaten yıkadım

I've been to Germany several times.

Almanya’da bir kaç kez bulundum

I have ridden on a camel twice

İki kez deve sürdüm

 

B)    OLUMSUZ SORU KURULUŞU : NEGATIVE SENTENCES

I

Have not or haven't

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

You

Have not or haven't

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

We

Have not or haven't

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

They

Have not or haven't

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

He

Has not or hasn't

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

She

Has not or hasn't

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

It

Has not or hasn't

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time


ÖRNEKLER

I havent been able to go on holiday this year.

Bu sene tatile gitmek mümkün olmadı

I haven't heard the alarm this morning.

Bu sabah alarmı duymadım

ipek  hasn’t called me for along time

İpek uzun zamandır beni aramadı

I've never ridden on an elephant

Hiç bir zaman fil sürmedim

I've never had any spare time

Hiç boş zamanım olmadı

It hasn't snowed so far this winter.

Bu kış şuana kadar kar yağmadı

We haven't eaten anything so far today.

Bugün şuana kadar birşey yemedik

I haven't been to the cinema for three months.

3 aydır sinemaya gitmedim


C)   
SORU CÜMLELERİ KURULUŞU : INTERROGATIVE SENTENCES

Have or if negative haven’t

I

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

Have or if negative haven’t

You

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

Have or if negative haven’t

We

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

Have or if negative haven’t

They

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

has or if negative hasn't

He

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

has or if negative hasn't

She

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time

has or if negative hasn't

It

Verb v3 or + ''ed,ied,d''

Object

Time


ÖRNEKLER

 

Have you met his girlfriend?

Onun kız arkadaşıyla tanıştın mı?

Have you finished your homework yet?

Henüz ödevini bitirmedin mi?

Have you ever been to Istanbul?

Hiç istanbul’da bulundunuzmu

Have you ever been abroad?

Hiç yurtdışına çıktınız mı?

Have you ever been to Paris?

Paris’te hiç bulundunuz mu?

Has Dilara ever tried Chilean wine before? 

Dilara hiç şili şarabını denedi mi?

Have you ever been in love?

Hiç aşık oldunuz mu?

Why haven’t you done your jobs?

İşlerini neden yapmadın ?

 

EN ÇOK KULLANILDIĞI YERLER VE YARDIMCI ZARFLAR

a)     Geçmişte yaptığımız eylemleri anlatırken net bir Zaman belirtmiyorsak bu  tensi kullanırız.

They have painted their house.

Onlar evlerini boyadılar

I have read two books this month.

Bu ay 2 kitap okudum

My mother has cleaned the house.

Annem evi temizledi

He has gone to Paris.

O parise gitti.

b)    Yakın geçmişte olup sonuçlan ya da etkileri içinde bulunduğumuz anda devam eden eylemler için bu tense'i kullanırız.

I have burnt my finger. I'm in pain now.

Parmağımı  yakdım hala acı çekiyorum.

You've cut your hair!

Saçını kesmişsin.

Have you washed your hair?

Saçlarını mı yıkadın ?

c)    Today, this morning, this week, this month, this year, this century vb., henüz. tamamlanmamış bir dönem ifade eden yani hala o dönem içinde olduğumuz olayları anlatırken.

I've been to the cinema twice this week.

Bu hafta 2 kez sinemaya gittim

I havent been able to go on holiday this year.

Bu yıl tatil yapma fırsatı bulamadım

Technology has advanced greatly this century.

Teknoloji bu yüzyılda çok gelişti

A lot of things have happened during the 21st century.

21. yy pek çok şey oldu

d)Lately, recently ile kullanırken kesin bir Zaman belirtmeyen anlamında kullanmamız gerekir ( son yıllarda son zamanlarda )

There has been great progress in the science of medicine recently.

Son yıllarda tıp biliminde büyük ilerleme olmuştur.

Have you seen your parents recently?

Son zamanlarda aileni gördün mü

There have been some changes in my house lately.

Son zamanlarda evimde bazı değişiklikler oldu

e)     Already, Just ve yet ile kullanılır ( zaten , coktan ,henüz )

  • "Yet" soruda ve olumsuz cümlede kullanılır ve normal olarak cümlenin sonunda yer alır.

Have you finished your homework yet?

Henüz ödevini bitirmedin mi?

My father hasn't come yet

Babam henüz gelmedi

I haven't finished my job yet.

Henüz işimi bitirmedim
  • Just", olumlu cümlede kullanılır ve "only recently" (henüz, şimdi, yenice) anlamını verir.Eylemin yapılmasından sonra geçen sürenin kısalığı ile ilgili vurguyu artırmak için, "only Just" kullanılır. "Just" cümlede, yardımcı fiille asıl fiil arasında yer alır.

- Is the manager in?

- No, he has just gone out.

Müdür içerde mi?

Hayır , şimdi çıkdı

- Have you finished your homework - Yes, I've just finished it.

Ödevini bitirdin mi? Evet az önce bitirdim,

I have only just completed the translation.

Biraz önce çeviriyi tamamladım

  • "Already", olumlu cümlede kullanılır ve "zaten, çoktan" anlamına gelir. Bir eylemin umulandan daha önce bir zamanda yapılmış olduğunu vurgular. Cümle içindeki yeri normalde yardımcı fiil ile asıl fiil arasındadır, ancak cümle sonunda da kullanılır.

I have already seen it.

Bu filmi zaten görmüştüm

I've already posted mails.

Mailleri çoktan göndermişdim

I've washed my hands already.

Ellerimi zaten yıkadım

f)     Ever, never, all my life, in his life, always, occasionally, often, several times, once,twice, etc. gibi zarflarla kullanıllır ama geniş zamandaki kullanımından farklı bir anlam çıkarır. Simple present tense'de alışkanlık haline gelmiştir ama Bu tense’de hayatımızın şu anına dek olan bölümünü anlatmak için kullanırız yani bugüne kadar yapmamışsızdır ama belki yarın yapabiliriz.

- Have you ever been abroad?

Hiç yurtdışına çıktınız mı?

I've never seen such a pretty dog in my life.

Hayatımda hiç böle güzel bir köpek görmedim

Have you evergot up at 5?’

Hiç saat 5 uyandın mı?

I have never flown in an airbus a380.

Hiç bir airbus a380 ile uçmadım

 

g)    Once, twice, three Times, several Times, many Times (bir kez, iki kez, üç kez, bir kaç kez, pek çok kez) gibi zarflarla, bir eylemi yaşamımız boyunca kaç kez yaptığımızı ifade etmek için Present Perfect Tense kullanırız.

I've been to İstanbul several times.

Bir kaç kez istanbul’da bulundum

I've seen his parents only once.

Onun ailesini sadece bir kez gördüm

I have seen that movie twenty times.

Bu filmi 20 kere gördüm

h)    So far (up to now, until now] ile (so far = şu ana kadar) "So far", "şu ana kadar" anlamına gelir ve genellikle, so far today, so far this month, so far this semester, so far this summer, etc. gibi zarflarla birlikte kullanılır.

So far, all have been deemed fabrications or portraits of someone else.

Şu ana kadar sayılan imalatlar yada portreler başkasının sayılmıştır

So far, he hasn't unearthed any dinosaurs that appear to have lived only in frosty climes.

Şu ana kadar  o soğuk iklimlerde yaşayan dinazorlar ortaya çıkarmış değil

It hasn't snowed so far this winter.

Bu kış şuana kadar kar yağmadı

i)      For ve Since ile kullanılabilir . "For’’(dır’ anlamına gelir’", geçmişte belli bir noktadan içinde bulunduğumuz ana kadar devam eden bir süreçbildirir, (for two years,(iki yıldır) for a month (bir aydır), for five minutes(5 dakikadır), for a long Time,(uzun bir Zamandır) "Since"’’beri anlamına gelir,eylemin geçmişte başlangıç noktasını belirtir, (since yesterday(dünden beri), since 1912(1912den beri), since april(nisandan beri),since the ice Age ( buz çağından beri ), Kesin bir zaman belirtmemek için kullanırız geçmiş zamanda kullanımından farklıdır ayrıca şuana kadar hala olmadığını bildiririz.

I haven't been to the cinema for three months.

3 aydır sinemaya gitmiyorum

I’ve been working for this company for 3 years.

3 yıldır bu şirket için çalışıyorum

She has been in England for six months

O altı aydır İngiltere’de

It's been ten days since she has been off work because she is ill.

İşe gelmediğinden beri 10 gün oldu çünkü o hasta

It's been just 5 weeks since they got married

Evlendiklerinden beri 2 hafta oldu

They have been in holiday for just two weeks.

2 haftadır tatildeler

He has been the manager for 2 months

O 2 aydır müdür

I haven't ridden a horse for 7 years

7 yıldır ata binmedim

j)      Gone ve been ile birlikde; Eğer kişi, sözü edilen yerde ise, ya da sözü edilen yere gitmek üzere yola çıkmışsa, göne kullanılır. Eğer kişi, sözü edilen yerde daha önce bulunduğunu ifade ediyorsa, yani konuşma sırasında başka bir mekanda ise been kullanılır.

I've been to Turkey several times.

Bir kaç kez Türkiye’de bulundum

Daltons have been in prison for 6 months

Daltonlar 6 aydır hapisteler

Kezban has gone to Paris. 

Kezban parise gitti

I haven't gone to the hairdresser since last Monday. 

Geçen pazartesiden beri kuaföre gitmedim

Have you ever been to London?

Hiç Londra’da bulundunuz mu?